YÖRÜK ALİ EFE – RADYO GEDİK

Türküler, sanki çok uzun zamanlarda yaşanılan olayları anlatır gibi gelse de kimi türküler yakın geleceğimize ışık tutan olay ve karakterleri içerir. Bu türkü kahramanlarından biri olan Yörük Ali Efe, sadece adına yakılan türkülerin değil, Ege’de Milli Mücadele’nin de baş kahramanlarından biri. Fatih Özkurt’un Kronik Kitap’tan çıkan Yörük Ali Efe Milli Mücadele’nin Gizli Kahramanı kitabı, Yörük Ali Efe’nin yaşantısını tanıklık ve belgeler ile ortaya koyuyor.

Özkurt’un 2006-2008 yılları arasında Elazığ Fırat Üniversitesi’nde aldığı yüksek lisans eğitiminin bitirme tezi olan kitap Yörük Ali Efe’nin Milli Mücadele öncesindeki hayatından başlayarak bir efenin kahramanlık hikayeleri dışında insani yönünü de veriyor. 1895 kışında dünyaya gelen Yörük Ali Efe’nin küçük yaşlardayken babası Yörük Abdi’nin öldürülmesi olgun duruşunun ilk harcı, arkadaşlarıyla oyunlarında hep “komutan” seçilmesi ise gelecekteki liderliğinin göstergelerinden biri olmuş.

Çocukluktan Efeliğe Giden Yol

Kitapta zeybek kültürüne dair ayrıntılar da Yörük Ali Efe’nin yaşamına paralel bir şekilde veriliyor. Halasının eşi Çıngıllı Hüseyin’e dağlardaki efelerden birinin yanına gitmek istediğini söylemesi, kendini “bu işin sarrafı” olarak gören Molla Ahmed Efe’nin Yörük Ali’yi gelecekte “şahin ve bahadır olacak” bir efe olarak yanına alması da bir kahramanın yaşamındaki dönüm noktaları olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim de öyle oluyor ki Yunan Generali Rodas Ege kültürüyle özdeşleşmiş efeler için şu sözleri söylemiş: “Ege’nin zeybekleri olmasaydı, Türk nizami ordusu karşımıza çıkıncaya kadar Ankara yolunu açar, şimendifer hattının sonuna erişir, Kemalistleri kağnıya mahkum eder, ciddi bir mücadele ordusu kurulmasına mani olurduk.”  Aydın’ı Yunan işgalinden kurtarması ve Malgaç Baskını’na dair askeri ayrıntılar da Fatih Özkurt’un asker olmasının getirdiği bir ayrıcalıkla sunuluyor.

İtalyanların Gözünden Yörük Ali Efe

Kitaptaki şaşırtıcı unsurlardan biri de Milli Mücadele döneminde Yunanlılarla beraber İtalyanların gözünden Yörük Ali Efe’ye dair yorumların verilmesi. Dönemin İtalyan basınından ve ordu mensuplarının anılarına da yer verilen kitapta Yörük Ali Efe’nin sadece Anadolu’da değil, Avrupa’da da adından söz ettiren biri olduğunu anlıyoruz. Bu anlamda özellikle 1920’de İtalyan basınında adı fazlasıyla söz edilen Yörük Ali Efe hakkında yazılanlar ilgi çekici. Geçmişte Uşak Valiliği de yapmış olan, Yörük Ali Efe’nin torunu Kayhan Kavas’ın çabalarıyla meydana gelen Yörük Ali Efe’nin arşivinden belge ve yazışmalar da kitabın ana karakteri hakkında ayrıntılı bilgi edinmemizi sağlıyor. Bir yandan da Yörük Ali Efe’nin cumhuriyetin ilanı ile Ali Yörük olması, İzmir ve Aydın Yenişehir’deki yaşamı da dağlarda olmamasına rağmen efenin yaşamına aynı dürüstlük çizgisinde devam ettiğini gösteriyor. Bir yandan efenin kendi yaşam öyküsünü kaleme almamasının eksikliği kitapta vurgulanıyor. Her ne kadar çocukları ve torunları ile yapılan görüşmelere yer verilse de Yörük Ali’nin mütevazı duruşu kendi yaşamını anlatmasına ve yazmasına engel olmuş. Bu anlamda Fatih Özkurt, sözlü tarihin farklı çeşitlerinden doğru olanı araştırma inceliği göstererek okuyucuyu doğru bilgiye yönlendiriyor. Özkurt, sözlü tarihin önemli ürünlerinden türkülere de kitapta yer vererek, Yörük Ali Efe hakkında yazılan türkülerin farklı versiyonlarını, notaları ve çıkış noktalarıyla aktarıyor. Kitapta bulunan geniş fotoğraf ve belge bölümünde yazarın da Yörük Ali Efe Müzesi’nden çektiği fotoğrafların bulunması kitaba gösterilen özenin bir başka göstergesi.

A. Çağatay Bayraktar, Radyo Gedik, Temmuz 2022

Habere ulaşmak için tıklayın.

BÜLTEN