Üniversiteyi mi kastediyorsunuz?

Üniversitede, evet… Tarsus Amerikan Koleji’nde yatılı okudum, babamın görevi nedeniyle yurt dışındaydı ailem. Babam hep doktor olmamı isterdi.

Doğrusu benim de kafam bulanıktı bu konuda. Yani tam olarak aradığım hekimlik değildi ama babamı da kırmak istemiyordum. Onun için orta bir yol seçeyim dedim ve biyokimya okumaya karar verdim.

Okula başlamamın ikinci ayında bunun çok yanlış olduğunu, hiç sevmediğimi, daha ileri gidemeyeceğimi ve artık bunu babama söylemem gerektiğini anladım. Benim için ilk buhran budur…

Çok ilginç! Şimdi düşünüyorum bizim bazı gençlere söylesek, Londra’da hem ekonomi hem matematik oku, sonra da hadi gel burada kamyonda çalış falan desek…

Hayatımda yaptığım en iyi şeydi şirkette kamyonda çalışarak işe başlamak. Onun için bugün hâlâ dükkân gezerim ben. Bakın sizle buluşmadan önce dün Kıbrıs’a gittim, saat dörtte vardım, yine birkaç dükkân dolaştım o bölgeye bakan, ufak dükkânlar.

“Gittim Atlanta’ya, görüşmede ‘ağır vasıta ehliyetin var mı?’ dediler. ‘Yok’ dedim. ‘Ama’ dedıler, ‘kamyonda çalışacaksın.’”

Bu yeni görevler gelirken “Günün birinde her şeyin başındaki adam olur muyum acaba” diye hiç düşündünüz mü?

Yok, hiç düşünmedim. Olana kadar da düşünmedim, hiçbir zaman. Zaten gençlere hep söylerim, katiyyen “Şu olacağım, bu olacağım” diye yola çıkmayın. Sadece verilen işi çok iyi yapın.

Türkiye’de bu kavramlar gereğinden fazla yukarıda algılanıyor… Başarılı, başarısız, sanki karakterli karaktersiz der gibi…

Başarı da başarısızlık da insanın ne yapmak istediğine bağlı. Maksatlarını yerine getirebiliyorsa insan, bazısına göre başarılı bazısına göre de başarısız olabilir. Çünkü onun maksatları öbürü- nün maksatlarına uymaz. Tanım önemli. Hata yapıp başarısız olabilirsin, hata yapıp başarılı da olabilirsin…

Ne demek psikolojik gelir?

Hayatta en önemli şeylerden biri, psikolojik gelir. Herkesin yeni şeyler öğrenmeye, büyümeye ihtiyacı var. Sadece kişilerin değil, ülkelerin de ihtiyacı var. Ülkeler büyümezse sonunda liderlerini değiştirmek zorunda kalırlar. Demokratik ya da başka bir biçimde…

Şirketlerin de büyümeleri şart, aynı yerde duramazlar. Muhakkak, her gün yeni bir şey öğrenmesi lazım insanın, öyle bir ortam yaratması lazım kendisine. O ortamı yarattığınız vakit de psikolojik gelir elde ediyorsunuz, yani yeni şeyler öğrenme imkânına sahip oluyorsunuz.

“Rüzgârı daima yaratmak durumundasınız. Her sabah, her gün… Hep baştan yaratmak durumundasınız. Yoksa rüzgâr çok çabuk duruyor. Üstelik zamanla yarışarak yapacaksınız bunu.”